"Her halin oyle guzel hep sicaciksin, Icimde yasiyorsun benim canimsin,
Seni sorsalar bana anlatilmazsin, Kimseye benzemez sen bambaskasin"

Image

Sezai Karakoç – İnci Dakikaları

Sen bana yeni yılsın her dakika Her dakika bir yaşıma daha giriyorum Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın Ben bin parçaya bölündüm her parçasında Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın

Image

Behçet Necatigil – Sevgilerde

Sevgileri yarınlara bıraktınız Çekingen, tutuk, saygılı. Bütün yakınlarınız Sizi yanlış tanıdı. Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı.

Image

Hasan Hüseyin Korkmazgil – Acılara Tutunmak

acı çekmek özgürlükse özgürdük ikimiz de o yuvasız çalıkuşu bense kafeste kanarya o dolaşmış daldan dala savurmuş yüreğini ben bölmüşüm yüreğimi başkaldıran dizelere

Image

İlhan Berk – Ben Uyandım Bir Aşk Demektir Dünya

Ben uyandım bir aşk demekti bu dünyada -Sesin, bir gülü bırakmak gibi bir şeydi. Karaydım, kağıt gibiydim yaşamalarda Adım görseniz her gün o denizlerdeydi Bin yıl bir M sesiydim aşağı Mısır’da.

Image

Nilgün Marmara – Kuş Koysunlar Yoluna

Bir karga bir kediyi öldüresiye bir oyuna davet ediyordu. Hep böyle mi bu? Bir şeyden kaçıyorum bir şeyden, kendimi bulamıyorum dönüp gelip kendime yerleşemiyorum, kendimi bir yer edinemiyorum, kendime bir yer. Kafatasımın içini, bir küçük huzur adına aynalarla kaplattım, ölü benim kendini izlesin her yandan, o tuhaf sır içinden! Paniğini kukla yapmış hasta bir çocuğum ben. Oyuncağı panik olan sayın yalnızlık kendi kendine nasıl da eğlenir. Niye izin vermiyorsun yoluna kuş konmasına niye izin vermiyorum yoluma kuş konmasına niye kimseler izin vermez yollarıma kuş konmasına? “Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna” bir çocuk demiş.”

Image

Attila İlhan – Ölmek Yasak

Olur mu gecemi yeşile çalmak yıldız çivilemek parmakuçlarıma ölüm kadar çabuksa eğer yaşamak hiç doğmamayı isterdim ama bir kere doğmuşum ölmek yasak

Image

İsmet Özel – Münacaat

Hata yapmak fırsatını Adem’e veren sendin bilmedim onun talihinden ne kadar düştü bana gençtim ve ben neden hata payı yok diyordum hayatımda gergin bedenim toprağa binlerce fışkını saplar idi haykırınca çeviklik katardım gökyüzüne bir düşü düşlere dalmaksızın kavrayarak bulutu kapsayarak açmadan buluta içtekini tanıdım Ademoğlu kimin nesiymiş ter döküp soru sormak nereye sürüklermiş kişiyi.”

Image

Edip Cansever – Flaş

Öyle bir yağmur ki bu, bilirsin Dam saçak demeyecek, yağacak Yağacak bir hışım gibi canevine kentin Kalplerimiz küle gömülmüş elmalar gibi Patladı patlayacak Alacak sonunda kendi rengini.

Image

Biliyorum Sana Giden -Cemal Süreya

Biliyorum sana giden yollar kapalı Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni Ne kadar yakından ve arada uçurum; İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Uyandım uyandım, hep seni düşündüm Yalnız seni, yalnız senin gözlerini Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım Ben artık adam olmam bu derde düşeli”

Image

Turgut Uyar – Bir Gün Sabah Sabah

Bir gün sabah sabah kapıyı vursam, Kim o dersin uykulu sesinle içerden. Saçların dağınıkdır, mahmursundur. Kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim, Bir sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni, Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç’ten. Fabrika düdükleri ötmektedi

Image

Stephen Hawking

Ayaklarınıza değil, Gökyüzüne Bakın..

Image

Bu Yağmur

Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince Nefesten yumuşak yağan bu yağmur... Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince. Aynalar yüzümü tanımaz olur. Bu yağmur kanımı boğan bir iplik Tenimde acısız yatan bir bıçak Bu yağmur yerde taş ve bende kemik Dayandıkça çisil çisil yağacak. Bu yağmur delilik vehminden üstün; Karanlık kovulmaz düşüncelerden. Cinlerin beynimde yaptığı düğün Sulardan, seslerden ve gecelerden. Necip Fazıl Kısakürek

Image

Uyumak İstiyorum

İki yıldız arası göğe asılı hamak... Uyku, uyku... Zamansız ve mekansız, uyumak. Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı; Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı. İlgisizlik, herşeyden kesilmiş ilgisizlik; Bilmeyiş ki, en büyük ilme denk bilgisizlik. Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden; Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden! Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık; Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık. Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri; Raflarda toza batmış Peygamberden bildiri. Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım; Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım! Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla! Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla... Necip Fazıl Kısakürek

Image

Utansın

Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi Küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, doğuran kısrak utansın! Eski çınar şimdi Noel ağacı; Dallarda iğreti yaprak utansın! Ustada kalırsa bu öksüz yapı, Onu sürdürmeyen çırak utansın! Ölümden ilerde varış dediğin, Geride ne varsa bırak utansın! Ey binbir tanede solmayan tek renk; Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın! Necip Fazıl Kısakürek

Image

Kaldırımlar

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum. Yolumun karanlığa saplanan noktasında, Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum. Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık; Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar. İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık; Biri benim, biri de serseri kaldırımlar. İçimde damla damla bir korku birikiyor; Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler... Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor; Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler. Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi; Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır. Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi; Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır. Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta; Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum! Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta; Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum! Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin; İki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler. Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin; Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler. Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim; Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları! Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim; Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları. Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya; Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi. Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya, Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi... Necip Fazıl kısakürek

Image

Affet

Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, affet senden habersiz aldığım her nefesten...

Image

Beklenen

Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni Gelme, artık neye yarar?

Image

Söyleyemediklerim

En güzel deniz: Henüz gidilmemiş olanıdır… En güzel çocuk: henüz büyümedi. En güzel günlerimiz: Henüz yaşamadıklarımız. Ve sana söylemek istediğim en güzel söz: Henüz söylememiş olduğum sözdür…

Image

Ağlamak Meselesi

Gözlerin gözlerime değince Felaketim olurdu ağlardım Beni sevmiyordun bilirdim Bir sevdiğin vardı duyardım.

Image

Bilmezler

Bilmezler nasıl aradık birbirimizi, Bilmezler nasıl sevdik, İki yitik hasret, İki parça can. Çatladı yüreği çakmaktasının, Ağlıyor gök kuşaklarının serinliğinde Çağlardır boğulmuş bir su… Ağlıyor yeşil.

Image

Sen

İçimdeki bıçak bir kere daha dönüyor Olduğu yerde Kalırsan sel basar yataklarımı Gidersen uçurum çiçekleri acar kalbimde Kimi zamanlar olur sevgilim İki bıçak bile yetmez bir tek ölüme.

Image

Gitme

Sana gitme demeyeceğim. Üşüyorsun ceketimi al. Günün en güzel saatleri bunlar. Yanımda kal.

Image

Güz

Günler gitgide kısalıyor, yağmurlar başlamak üzre. Kapım ardına kadar açık bekledi seni! Niye böyle geç kaldın?”

Image

Tahir’le Zühre Meselesi

Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden? Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Image

Yine Sana Dair

Sende; ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini, Sende; ben, kumarbaz macerasını keşiflerin, Sende uzaklığı, Sende; ben, imkansızlığı seviyorum. Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine Ve kan ter içinde, aç ve öfkeli, Ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin. Sende, ben, imkansızlığı seviyorum, Fakat asla ümitsizliği değil…”

Image

Yaşamaya Dair

Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela, yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, yani bütün işin gücün yaşamak olacak. Yaşamayı ciddiye alacaksın, yani o derecede, öylesine ki, mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, yahut kocaman gözlüklerin, beyaz gömleğinle bir laboratuvarda insanlar için ölebileceksin, hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, hem de en güzel en gerçek şeyin yaşamak olduğunu bildiğin halde.”

Image

Sevgilim

Sevgilim yalan söylersem sana Kopsun ve mahrum kalsın dilim Seni seviyorum demek bahtiyarlığından Sevgilim yalan yazarsam sana Kurusun ve mahrum kalsın elim Okşayabilmek saadetinden seni Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim iki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar Ve göremesinler seni bir daha

Image

Münevverin Doğum Günü

Yapraklara dallara, yeşillere, allara, nice nice yıllara gülüm, nice nice yıllara. Yaprak dala, al yeşile yaraşır, gayrı bundan böyle vermem seni ellere..

Image

Mavi Gözlü Dev

O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruli hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev. Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruli hanımeli açan evin

Image

Karıma Mektup

Bir tanem! Son mektubunda: “Başım sızlıyor yüreğim sersem!” diyorsun. “Seni asarlarsa seni kaybedersem;” diyorsun; “yaşayamam!” Yaşarsın karıcığım, kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda; yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı en fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı.”

Image

Kar Kesti Yolu

Kar kesti yolu sen yoktun oturdum karşına dizüstü seyrettim yüzünü gözlerim kapalı Gemiler geçmiyor uçaklar uçmuyor sen yoktun karşında duvara dayanmıştım konuştum, konuştum, konuştum ağzımı açmadan Sen yoktun ellerimle dokundum sana, ellerim yüzümdeydi

Image

Seviyorum Seni

Seviyorum seni denizi uçakla ilk defa geçer gibi. İstanbul’da yumuşacık kararırken ortalık içimde kımıldanan bir şeyler gibi, Seviyorum seni ‘Yaşıyoruz çok şükür!’ der gibi.

Image

Seni Düşünmek

Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey Dünyanın en güzel sesinden En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey Fakat artık ümit yetmiyor bana, Ben artık şarkı dinlemek değil Şarkı söylemek istiyorum

Image

Ağaç

Ağaçlar yaralandığı zaman, diğerleri onu kökleri ile sarıp iyileştirirlermiş.

Image

İkimiz

İkimiz de biliyoruz, sevgilim öğrettiler: aç kalmayı, üşümeyi, yorgunluğu ölesiye ve birbirimizden ayrı düşmeyi. Henüz öldürmek zorunda bırakılmadık ve öldürülmek işi geçmedi başımızdan. İkimiz de biliyoruz, sevgilim, öğretebiliriz: dövüşmeyi insanlarımız için ve her gün biraz daha candan biraz daha iyi sevmeyi…

Image

Hoş Geldin Kadınım

"Hoş geldin kadınım benim hoş geldin ayağını bastın odama kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi güldün, güller açıldı penceremin demirlerinde ağladın, avuçlarıma döküldü inciler gönlüm gibi zengin hürriyet gibi aydınlık oldu odam.. Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.”

Image

Ağlamak Meselesi

"Nasıl etmeli de ağlayabilmeli farkına bile varmadan? Nasıl etmeli de ağlayabilmeli ayıpsız, aşikare, yağmur misali?”

Image

Sizin Hiç Babanız Öldü Mü? - Cemal Süreya

Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum Yıkadılar aldılar götürdüler Babamdan ummazdım bunu kör oldum Siz hiç hamama gittiniz mi? Ben gittim lambanın biri söndü Gözümün biri söndü kör oldum Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak Söylelemesine maviydi kör oldum Taşlara gelince hamam taşlarına Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi Taşlarda yüzümün yarısını gördüm Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü Yüzümden ummazdım bunu kör oldum Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?

Image

Hasret

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli, belini sarmayalı, gözünün içinde durmayalı, aklının aydınlığına sorular sorular sormayalı, dokunmayalı sıcaklığına karnının. Yüz yıldır bekliyor beni bir şehirde bir kadın. Aynı, daldaydık, aynı daldaydık Aynı daldan düştük ayrıldık. Aramızda yüz yıllık zaman, yol yüzyıllık

Image

Gözlerine Bakarken

“Gözlerine bakarken, güneşli bir toprak kokusu vuruyor başıma. bir buğday tarlasında, ekinlerin içinde, kayboluyorum… Yeşil pırıltılarla uçsuz bucaksız bir uçurum, Durup dinlenmeden değişen ebedi madde gibi gözlerin: sırrını her gün bir parça veren. fakat hiç bir zaman; büsbütün teslim olmayacak olan…”

Image

Ruhum

“Ruhum gözlerini yumuşacık yum kucağımdaymışsın gibi bırak kendini ninni, uykunda unutma beni ninni… Gözlerini yumuşacık yum yeşil ela gözlerini ninni ruhum ninni Sen yukarda yemişli dalların içindesin, yeşil gözlerin güneş dolu, dudakların bala bulanmış ben ağacın dibindeyim, bir ayağım çukurda… Ben senden çok önce gideceğim, sen bensiz kalacaksın ihtiyarlığında…”

Image

Bir Acayip Duygu

Mürdüm eriği çiçek açmıştır. — ilkönce zerdali çiçek açar mürdüm en sonra — Sevgilim, çimenin üzerine diz üstü oturalım karşı-be-karşı. Hava lezzetli ve aydınlık — fakat iyice ısınmadı daha — çağlanın kabuğu yemyeşil tüylüdür henüz yumuşacık… Bahtiyarız yaşayabildiğimiz için. Herhalde çoktan öldürülmüştük sen Londra’da olsaydın ben Tobruk’ta olsaydım, bir İngiliz şilebinde yahut… Sevgilim, ellerini koy dizlerine — bileklerin kalın ve beyaz — sol avucunu çevir : gün ışığı avucunun içindedir kayısı gibi…

Image

Manzara

Görmeden seni isteyen gönlüm, görünce nasıl dayansın. Manzarası sen olsan gözlerimin, her baktığımda yeni mutluluklar görsem.

Image

Deniz

Dediler ki; Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki; Gönül'e giren gözden ırak olsa ne olur. Aşk, öyle engin bir denizdir ki, ne başlangıcı ne de sonu vardır.

Image

Kalp

Gerçek Aşk’ı bilen kalp, bir damla suya bile hürmetle bakar.

Image

Sevmek

Karşılıksız, beklentisiz, hesapsız, çıkarsız, onun iyiliğini, mutluluğunu isteyerek sevmek.

Image

Sevgi

Sevgi sabırdır, her şeye dayanır. Affeder, çabalar, gerektiğinde susar, kabullenir ama asla bitmez.

Image

Bir şey

Kalbin kalbimde, gözlerin gözlerimde, ellerin ellerimde olduğu sürece bana bir şey olmaz sevgilim.

Image

Mutluluk

Sen benim en zifiri karanlıkta güneşim, en soğuk yerde ateşim, en mutsuz olduğum zamanda mutluluğumsun.

Image

Ne Güzelsin

Nasıl güzel bakar o yosun gözlerin. Nasıl pembeleşir utanınca yanakların, nasıl güzel güler senin gamzelerin.

Image

Anlam

Bu güne anlam katan tek şey sensin sevgili. Gülüşlerin, bakışların, kalbinin sıcaklığı, kollarının sarılışı… Evim oldun, yolum oldun, izim oldun. Ben sen oldum, beni buldum, seni buldum, bizi buldum.

Image

Gül Rengi

Gül rengi dudaklarının bir damlasına muhtacım sevgili. Süzülen bakışların, incecik ve zarif belin, Fransız edası hallerin kırmızı bir şarap şişesiyle öyle güzel oluyor ki. Öpmek istiyorum alnının en ortasından.

Image

Anlar

Benim en özel ve en güzel anlarım, hep seninle yaşadığım anlar. Kalbimi titreten, kalbini sevdiğim o güzel adama iyi ki aşığım!

Image

Sözler

Dünyanın en güzel gözleri sana ait. Çünkü hiç kimse senin bana baktığın gibi bakamaz. Senin baktığın yer ben güzelim, sen daha güzelsin.

Image

Sır

Benim en büyük sırrım sensin. Kimseye anlatamam, sadece yaşarım o sırrı.

Image

Günaydın

Dünyaya yeniden gelsem, yaşamak istediğim tek aşk, her gün yüzünü görmek istediğim tek kadın sen olursun. Günaydın biriciğim, seni çok seviyorum.

Image

20 Saniye

Ben romantik bir insan değilim, sana olan sevgimi kelimelere dökemem. Ancak hislerim yalan söylemez. Bakışlarım asla. Bakışlarımı 20 saniyeden fazla ayırabiliyorsam bir insana, o insan benim için özeldir.

Image

Ellerin

Ellerin ellerime değdiği gün içimde kopan fırtınaların dindiğini, ateşimin yükseldiğini, ensemden boncuk terler aktığını ve bütün mahallenin alev aldığını hissettim. Senin dokunuşların hiç basit ya da öylesine olmadı cesur kadın. Sen hep derin dokundun, özel dokundun, güzel dokundun. Bana dokundun içim güzelleşti, hayatıma dokundun gökkuşakları çiçek açtı, insanlara dokundun açlık susuzluk dindi. Sen hep cesur dokundun, sen hep dokun.

Image

Delilik

Seninle atıldığım ilk yangın değil bu. Sana ve sana dair yaptığım ilk delilik değil. Seni hep böyle sevmenin verdiği cesaret olsa gerek ki, sen de beni böyle çılgın sevdin. Biz hiç sıradan olmadık, hep bizdik işte. Biz, biz olalı daha hiç kırılıp düşmedik. Hiç düşmeyelim meleğim, hep biz, biz olarak kalalım.

Image

Ayrılık

Ne kadar uzakta olursak olalım, hep aynı gökyüzünü paylaşmış olacağız.

Image

Takvim

Kalp atışlarımı hızlandıran tek insan olduğun için kendimden bu kadar tavizi verişim. İsmini söylerken heceleyişlerim, senden bir türlü vazgeçemeyişim. Hayatıma girdiğin o gün benim miladım, hayatımda yeni bir takvim istemiyorum.

Image

Gönül

Gönlümün en derininde yer alan sen, ömrümün en güzel anlarında yer alan yine sen. Sana her şeyi borçluyum. Borcumu seni mutlu ederek ödemiş olurum.

Image

Mevsim

Ne kadar mevsim varsa, hepsini senle birlikte yaşamak istiyorum. Seninle beraber üşümek ve seninle beraber ısınmak istiyorum.

Image

İyi ki

Dünyanın en güzel duygusu, her sabah uyandığımda gördüğüm ilk güneşin sen olması, varlığına şükrettiğim insan; iyi ki hayatımdasın, iyi ki benimlesin.

Image

Sen

Sen mi doğarsın odama böyle sıcacık, ışıl ışıl. Gözlerinden mi çıkar bu aydınlık, yüreğinden mi? Hep böyle mi öpersin, hep böyle mi seversin?

Image

Aşkım

İlk aşkım, son aşkım, tek aşkım. Hayatıma girdiğin o günden beri ben bir başka bakıyorum bu hayata.. Daha sevgi dolu, daha tutkuluyum. Bunların hepsi senin sayende. Çünkü bana sadece aşkı değil, mutlu olmayı da öğrettin.

Image

Eşim

Can yoldaşım, biricik eşim. Çok şiddetli kavgalarımız olduğu gibi çok şiddetli ayrılıklarımız da oldu. Bunların hepsi için kendi payıma düşenin özrünü dilerim. En sevgilim, hala beraber olmamızın tek sebebi, çok şiddetli aşkımız, bu aşkı hiçbir zaman kaybetmek istemiyorum. İyi ki benimlesin.